Ruhum bedenimden çıkmaya çalışıyor bu onun sancıları...
Ve her gece sabret diye saçlarımda dolaşan tanrının elleridir..
27 Haziran 2009 Cumartesi
9 Haziran 2009 Salı
Umut / Beklenti
Aslında bizi bitiren şeylerin başında beklentilerimiz, umutlarımız geliyor. Biz hep planlar yapıyoruz ve onları varolmasını bekliyoruz. Çok çalışıyorum öyleyse başaracağım. Böyle yaptım şöyle olacak.. Ama çoğu zaman öyle olmuyor. Biz bunu bile bile hala devam ediyoruz ummaya. Bu nasıl bir ironi! Hala pes etmeden umut ettiğimiz için yaşıyoruz belkide. Geleceği varediyoruz. Neredeyse hiç tutmayan umutlarla dolu geçmişimizle birçok umut taşıyoruz gelecek için. Ben geleceğin resimi tasvir ediyorum ama hala içimde belki değişir diye umut var..
Avuçlarım umutlarla dolu..
2 Haziran 2009 Salı
Ayna
Gittikçe tanrının yasıması olduğumuza daha cok inanmaya başladım.. Bizler de bilinmek istiyoruz adeta. Yaptığımız birçok güzel şey başkaları tarafından farkedilsin istiyoruz. Başarımızı görsünler bizim. Gücümüzü. Şuncacık gücümüzle bu kadar egomuzu pompalamaya calışırken, artık eskiden yaptığım gibi tanrıya kızmıyorum ben.
Hep bir beğenilme ve sevilme içgüsü bizimkisi. Bazen koskocaman bir yarış bazen zafer bazen hüsran ama hep bir şeylerle kıyas söz konusu. Güzelliğimizle övünmeyeceksek ne anlamı var ya da zekamızla. Başkaları olmadan zekamızın nasıl olduğunu bile değerlendiremiyoruz ki biz. Başkaları hep bir ölçüt.. Çevrenin sözleri ayna vazifesi görürken, biz bizlikten cıkmış beğenilme içgüdüsü içerisinde kaybolmuş varlıklar oluvermişiz. Çocukken okuduğumuz masallarda bile varmış bu. Pamuk prensesin üvey annesi.. Kıskançlıktan cıldıran kadın kızını öldürmeye calışmış, gaz aldığı yer ise onunla konuşup onun egosunu pompalayan aynası olmuş..
Ego her yerde.. Aynalarımız da..
1 Haziran 2009 Pazartesi
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)