29 Kasım 2008 Cumartesi
büyümek.
İnsanları kabullenmeye başladığımdan beri içimde onlara karşı sevgi de beslemeye başladım. Gençliğin verdiği hırçınlıktan olsa gerek bana uymayan birçok şeyi korkusuzca eleştirirken yitip giden insan sevgimi göremiyordum. Hatalarımı görmeye başladıkça insanoğlunu anladım ben ve kendimi kabullenmeyle başladığım bu yolda insanları olduğu gibi kabul etmek kavramını yerleştirdim beynime. Artık insanların yanlışlarıyla ve doğrularıyla bir bütün olduğunu ve bana ters gelen şeylerinin aslında onların bir parçası olduğu ve onlarla yaşamlarını yürütebildiklerini yani benim yorumumun dışında bunların onlara göre doğru olduğunu öğrendim. Sanırım büyüyorum.
26 Kasım 2008 Çarşamba
Duygulara arasında kalmak..
Hiç seni ortaya çıkartan parçalarının sana yabancılaştığı oldu mu? İlacı kabul etmeyen bir beden gibi hissettin mi kendini? Çaresizlikten oluşan duvarlardan örülü bir evde hiç her şeyden vazgeçip sonucu beklemeye başladın mı? Yokolacağını bilmenin acısı ile kurtulacağını bilmenin huzuru arasında mekik dokumayı hiç hissetmedin sen...
Categories
25.11.08
kendi dünyan
Kendini kocaman bir dünyada küçücük bir zerre gibi hissetmek nasıl bir duygu hele ki bir zamanlar koskocaman olduğunu zannedip o dünyaya kafa tutuyorduysan!.. Artık gücünden emin olamamakla ne kadar zıt, ne kadar uç duygular bunlar.. Seni yavaş yavaş sömürmeye, yoketmeye çalışan her şeye izin vermeye başlamak.. Artık gerçek olan o koskoca dünyadan vazgeçip kendime yepyeni bir dünya çizmeye başladım ben. İmgelerimin sadece bana ait olduğu bir dünya.. Benim tüm her şey. Gerçekten sahip olamadığım ama bana ait olan bir dünya bu.. Yalnızlıkta güzelleşti zaten bir süre sonra...
Categories
25.11.2008
Müzik dostluğu..
En sıcak dostluğu şarkı sözlerinde buluyorum bazen. Anlatmaya mecalim kalmadığında benim yerime anlatıyorlar.. Sorgusuz sualsiz bir dialog bizimkisi. Onlar anlatıyor ben başımla onaylıyorum.. Hem önyargısız onlar.. En huzursuz ve can yakıcı bir şeyi anlatırken bile huzur verebiliyorlar.. Bazen sıcacık bir tebessüm bazen sıcacık tuzlu bir damla yaşla eşlik ediyorum onlara.. Çok sıkı dost olduk biz..
12 Kasım 2008 Çarşamba
Sense.
Çok garip bir his huzursuzluk duygusu. Sanki hiçbir yere ait deilmişsin gibi. Sanki yaşadığın tüm her şey bir rüyaymış gibi ve elbet uyanacakmışsın gibi. Kalıcı olan hiçbir duygu yok. Süregelen, bitmeyen hiçbir şey yok. Ama sanki hepsi de olması gereken süreden cok daha kısa sürede yokoluyormuş gibi ama hayır. Öyle değil. Sanki kötü olan şeyler cok daha uzun sürüyor da güzellikler çok çabuk yokoluyormuş gibi. Sorguluyorum. Bakış açısından mıdır bu yoksa gerçekten de böyle midir. Yoksa kötü şeylerin bizde yarattığı acı ve mutsuzluk duygusundan kurtulma süremizin cok daha uzun olduğundan mı kaynaklıdır. Ya da ben cok sabırsızım. Kötü olan hiçbir şeye tahammül edemiyor kabullenemiyorum. Halbuki o kadar da acı çektim. Hala büyük umutlar taşımam ilginç. Halbuki artık hiç umudum yokmuş gibi hissediyorken aslında bir yerlerde hep filizlenmeyi bekleyen bir tohum gibiyim. Bir damla su gördüğünde yıllanmış ağaçlar gibi koskocaman olmak isteyen bir tohum. Ne büyük ve saçma umutlar diye düşünmekten kendimi alamıyorum.Kurtarın beni bu duygudan.Huzursuzum.Beklentilerim beni daha büyük uçurumlara sürüklüyor.. Artık inanmalıyım gerçekleşmeyeceğine ya da gerçekleşmelerine daha var.. Bakın yine umut ettim.. Varolacağına kendimi inandırmaya çalışıyorum ama.... ya da belki de.... Belki bir gün..
4 Kasım 2008 Salı
Kelimeler
Sandığınızdan daha büyük güce sahip kullandığımız kelimeler aslında. Birçok kolayca farkedilebilen anlamının dışında bilinçaltında ne çok anıları gizli tutuyor bir bilseniz. Basit bir fiil getirin aklınıza. Örneğin '' Sevmek''. O kelimeye odaklanın. Birçok film karesi geliyor aklınıza hayatınızdan. Birçok çehre, birçok yer ve daha birçok anı. Yaşadıkça lugatımızın bilinçaltı genişliyor bizim. Her kelime daha derin anlamlara salıyor kendini. Haykırışlarımızda kullandığımız kelimeler bazen en zıt anlamları bile içerebiliyor. Siz göremiyorsunuz belki ama yalnız bırakın dendiğinde bile bazen yardım edin çağrısı barındırabiliyor ya da kızdığınız anda kullandığınız kötü cümleler aslında içinizde kopan fırtınaları anlatmak adına yalancı kostümler giyiyor ve kötü rolleri oynuyor bir sürelik. Kelimelerin koskocaman dünyaları var. Çok derin anlamları gizli olan bir dünya. O dünya da yaşıyorum çoğu zaman. Kelimeler benim kan pıhtılarım..
1 Kasım 2008 Cumartesi
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)