Acı beden, çoğu insanın içinde yaşayan yarı otonom bir enerji
biçimidir ve duygulardan oluşan bir varlıktır. Acıktığında ve
kendini yenileme zamanı geldiğinde, uykusundan uyanır. Buna ek
olarak, herhangi bir zamanda herhangi bir olayla tetiklenerek de
harekete geçebilir. En önemsiz olayı, birinin söylediği ya da yaptığı
bir şeyi ve hatta bir düşünceyi tetik olarak kullanabilir.
Eğer yalnız yaşıyorsanız ya da o sırada yakınınızda kimse
yoksa, acı beden sizin düşüncelerinizle beslenir. Aniden, düşünce
sisteminiz belirgin bir şekilde olumsuz hale gelir. Genellikle, bu
olumsuz düşünce krizi başlamadan önce zihninize olumsuz bir duygu
dalgasının girdiğini fark etmezsiniz; endişe ya da öfke gibi.
Bütün düşünceler enerjidir ve acı beden şimdi düşüncelerinizin
enerjisiyle besleniyordur. Olumlu -olumsuz düşünceler; aynı enerjidir
ama farklı bir frekansa sahiptir. Acı beden, mutlu ve olumlu bir
düşünceyi hazmedemez.
Her şey, sürekli hareket halinde olan enerji alanlarıyla titreşirler...
Düşüncelerin kendilerine ait bir frekans alanı vardır ve olumsuz
düşünceler daha alt seviyelerde kalırken, olumlu düşünceler
daha üst seviyelere çıkar. Acı bedenin titreşim hızı, olumsuz
düşüncelerin titreşim hızıyla aynıdır ve acı bedenin sadece
olumsuz düşüncelerle ve duygularla beslenebilmesinin
nedeni de budur.
Acı bedenden yayılan duygu, kısa süre içinde düşünce sisteminizi etkisi
altına alır ve zihniniz acı bedenin kontrolü altına geçtiğinde, düşünce
sisteminiz de olumsuz hale gelir. Kendinizi tamamen o sesin
söyledikleriyle tanımlar, bütün bozuk düşüncelerine inanırsınız.
O noktada, mutsuzluk bağımlılığı yerleşir.
Sorun olumsuz düşünce trenini durduramamanız değildir; durdurmak
istememenizdir. Acı beden için, acı zevktir. Bütün olumsuz düşünceleri
iştahla yutar. Aslında, şimdi zihninizdeki ses, acı bedenin sesidir. Acı
beden ve düşünce sisteminiz arasında kötücül bir döngü oluşur. Birkaç
saat ya da birkaç gün sonra,kendini tazeleyip beslenmesini
tamamlayarak uykusuna geri döner ve arkasında enerjisi tükenmiş
bir organizma ve hastalıklara karşı daha açık bir fiziksel beden bırakır.
Eğer bu size psişik bir asalak gibi göründüyse, haklısınız, çünkü gerçekten
öyledir...
ECKHART TOLLE-Var Olmanın Gücü (Yazarın adının üzerinde link var youtube videosu. izlenesi.)
biçimidir ve duygulardan oluşan bir varlıktır. Acıktığında ve
kendini yenileme zamanı geldiğinde, uykusundan uyanır. Buna ek
olarak, herhangi bir zamanda herhangi bir olayla tetiklenerek de
harekete geçebilir. En önemsiz olayı, birinin söylediği ya da yaptığı
bir şeyi ve hatta bir düşünceyi tetik olarak kullanabilir.
Eğer yalnız yaşıyorsanız ya da o sırada yakınınızda kimse
yoksa, acı beden sizin düşüncelerinizle beslenir. Aniden, düşünce
sisteminiz belirgin bir şekilde olumsuz hale gelir. Genellikle, bu
olumsuz düşünce krizi başlamadan önce zihninize olumsuz bir duygu
dalgasının girdiğini fark etmezsiniz; endişe ya da öfke gibi.
Bütün düşünceler enerjidir ve acı beden şimdi düşüncelerinizin
enerjisiyle besleniyordur. Olumlu -olumsuz düşünceler; aynı enerjidir
ama farklı bir frekansa sahiptir. Acı beden, mutlu ve olumlu bir
düşünceyi hazmedemez.
Her şey, sürekli hareket halinde olan enerji alanlarıyla titreşirler...
Düşüncelerin kendilerine ait bir frekans alanı vardır ve olumsuz
düşünceler daha alt seviyelerde kalırken, olumlu düşünceler
daha üst seviyelere çıkar. Acı bedenin titreşim hızı, olumsuz
düşüncelerin titreşim hızıyla aynıdır ve acı bedenin sadece
olumsuz düşüncelerle ve duygularla beslenebilmesinin
nedeni de budur.
Acı bedenden yayılan duygu, kısa süre içinde düşünce sisteminizi etkisi
altına alır ve zihniniz acı bedenin kontrolü altına geçtiğinde, düşünce
sisteminiz de olumsuz hale gelir. Kendinizi tamamen o sesin
söyledikleriyle tanımlar, bütün bozuk düşüncelerine inanırsınız.
O noktada, mutsuzluk bağımlılığı yerleşir.
Sorun olumsuz düşünce trenini durduramamanız değildir; durdurmak
istememenizdir. Acı beden için, acı zevktir. Bütün olumsuz düşünceleri
iştahla yutar. Aslında, şimdi zihninizdeki ses, acı bedenin sesidir. Acı
beden ve düşünce sisteminiz arasında kötücül bir döngü oluşur. Birkaç
saat ya da birkaç gün sonra,kendini tazeleyip beslenmesini
tamamlayarak uykusuna geri döner ve arkasında enerjisi tükenmiş
bir organizma ve hastalıklara karşı daha açık bir fiziksel beden bırakır.
Eğer bu size psişik bir asalak gibi göründüyse, haklısınız, çünkü gerçekten
öyledir...
ECKHART TOLLE-Var Olmanın Gücü (Yazarın adının üzerinde link var youtube videosu. izlenesi.)