28 Nisan 2013 Pazar
16 Nisan 2013 Salı
İnsanlar ile hayatın sundukları arasında ciddi uyumsuzluk olduğunu düşünen tek ben olamam herhalde. Çok garip bir durum bu. İnsanoğlu hayal gücü yüksek, her şeyi isteme potansiyeline sahip, her şeyi kontrol etme dürtüsü içinde bir varlık iken hayat / dünya ise kendi kuralları olan, senin talep ve isteklerinle çok da ilgilenmeyen, hayal gücüyle değil tamamen realiyetle ilerleyen bir düzen. İşte tam bu noktada insandan daha güçlü olan hayatın kontrolüne yenik düşünüyoruz. Çünkü o bizim neyi arzuladığımız ve istediğimize bakmıyor, gözümüzün yaşına da. Ama buradaki en ironik durum ise bizim her şeye rağmen istemekten vazgeçmiyor oluşumuz. İstemenin yanında onu gerçekleştirmeye çalışıyor oluşumuzun, emeğimizin, çabamızın da yeri yurdu olmuyor çoğu zaman.
Hayat, sen küçük bir çocuk gibi mızmızlanır, ağlanırken ne istediğine bakmadan seni elinden tutup sürükleyen bir ebeveyn gibi değil mi sizce de?
Ve biz ebevynimizin tokatlarına, sarsmalarına aldırmadan hala her şeyi isteyen küçük çocuklar gibiyiz.
Hayat, sen küçük bir çocuk gibi mızmızlanır, ağlanırken ne istediğine bakmadan seni elinden tutup sürükleyen bir ebeveyn gibi değil mi sizce de?
Ve biz ebevynimizin tokatlarına, sarsmalarına aldırmadan hala her şeyi isteyen küçük çocuklar gibiyiz.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)