3 Şubat 2009 Salı

Ölüm..

zaman: 2/03/2009 11:13:00 ÖS
Ölümün bir rengi olsaydı eğer ne renk olurdu? Korkuyu, karanlığı, bunalımı simgeleyen siyah mı yoksa kaçışı, özgürlüğü, huzuru simgeleyen beyaz mı.. Ya da alabildiğince rengarenk..
Ölüm bir kaçış mıdır? Bitmesini istediğin tüm sahte, dünyevi seni doyurmayan duygulardan vazgeçiş midir? Hala neden yaşıyorsun o zaman böyle düşünüyorsan.. Ne olacağından korkuyorsun değil mi? Ya daha kötüleriyle karşılaşırsan. O zaman elinde olanla yetinme çabasının bir ürünü mü yani hayatta kalmak şimdilik.. Daha fzla acı çekme korkusunun yarattığı bir boyun eğme mi dersin hayat için? Peki ya bir gün seni ayakta tutan mantığını bir süreliğine kaybedersen? Ya tam bir köprünün üzerindeyken deniz seni fısıldarsa ya da en yüksek bir binanın tepesinden rüzgarın kollarına bırakasın gelirse kendini.. Ya sen o çekici güce birkez olsun karşı koymak istemezsen? O zaman ne olacak? Aklını yitirmekten korkuyor musun şimdi? Bir anlık bi çılgınlığın ürünü mü yani şimdi ölüm. Eğer kendi ellerinle çağırıyorsan onu. Dayanılmaz bir arzuya dönüştüğü oldu mu hiç ölümün? Hiçbir şeyi onun kadar arzulamadığın bir şey. Tanımsız bir istek. Sadece o anki senden uzaklaşmak isteği, o anki zamandan, mekandan, vücuttan, düşüncelerinden, her şeyden.. Her şeyi geride bırakıp beyaz bir sayfa açma isteği belki de ölüm. Şimdi söyle bana ölüm ne renk..
Ölüm soğuk mu? Sana sarıldığında titretir mi seni? Omzuna dokunan bir el belki. Belki uzaklardan seslenen bir ses. Tanıyacak mısın onu sadece düşüncelerde selamlaşmışken onunla. Korkup kaçmak isteyecek misin yoksa karşılayacak mısın onu.. O an.. Her şeyin tamamen bitmek üzere olduğu o ince çizgi. Her şeyin son bulacağı bir salise. Uğruna senelerce uğraştığın ama sana encok acı veren şu kahrolasıca dünyadan kurtulacağın an! Zafer midir ölüm o zaman?? Bir iç savaş kazanımı mıdır? Yoksa acı mıdır ölüm? Sevdiğin her şeyi geride bıraktığın. Aslında lanet ettğin şu dünyadaki güzellikleri, sevdiğin şeyleri bir anda görmeye başladığın ve afalladığın an mıdır? Onlara bir daha dokunmayacak, hissedemeyecek olmanın yarattığı keder midir? Bir yandan kurtulmak istediğin sahtelikler arasında gördüğün ve el salladığın gerçeklerin kaybolacağı hissinin sende yarattığı çağresizlik.. Ölüm korkudur belki de. Ne olacağını kestiremediğin bir his. Bir boşluk. Tüm lanet ettiğin şeylerden kurtulmanın verdiği hazzı yaşayacağın o anda kaybedeceklerini hatırlamanın kırbaçları.. Ruhunda daha beter yaraları karşılayacağını hissettiğindeki o yokedici ama asla yokolamadığın korku anı! Ne olacağın hakkında ne kadar bilgin yoksa o kadar devleşen bir his içersindesin.. Ölüm hem sıcak hem soğuk senin için.. Hem huzur hem keder.. Hem acı hem tatlı.. Ölüm can acısı anlarında kaçışınken huzurluyken bir ketleme. Anına göre şekile, biçime, tada bürünen o şey.. Bir gün hepimizde ne his uyandırdığını göreceğimiz şey...




0 yorum:

 

Katze Copyright © 2012 Design by Antonia Sundrani Vinte e poucos