27 Haziran 2010 Pazar

görünmez

zaman: 6/27/2010 10:04:00 ÖS
Öyle korkar oldum ki insanların acıtabilesi olan cümlelerinden, kendimi görünmez ya da farkedilmez olmaya zorluyorum.
Susarak başladım bu işe. Beni görebilecekleri, tanımalarına ve canımı acıtmalarına neden olabilecek olan, beni anlatan cümlelerimi susturdum öncelikle. Artık kendimden konuşmuyorum. Kendimi dillendirmiyorum.. Anlatmıyorum. Bana ulaşılmasına izin vermiyorum böylelikle. Bana.. İçimdeki ben’e. Öz’e.. Bir de küçüklüğümden bu yana sürekli hissettiğim farklı olma güdümü yok etmeye çalışıyorum. Ne kadar farklıysan o kadar farkedilirsin.. Ve hayat o kadar acımasız ki.. -Hayır hayat değil.. Hayattan ziyade insanlar.. Onlar gibi olmadığında her bir sözü, gözü, bakışı, dokunuşu daha bir sert gelir sanki.. Sen onlar gibi olmadıkca onlar seni oyunlarına almazlar.. sen onlara benzemedikce sürekli eleştirirler.. İyi olmak kar getirmez bazen cünkü yaptığın iyilikleri göremezler.. Onların gözleri kötülükleri görmeye alışkındır.. Bir de sürekli onlar gibi olmanı, sıradan, normal olmanı beklerler.. Normal nedir ki? Aynı olmak mıdır normal olan.. Onların doğruları mıdır normaller.. Onlar mıdır normal..
Ne kadar görünmez olursan o kadar az acır canın.. Ne kadar onlardan olursan.. Ne kadar onların istediği gibi olursan... Ne kadar kukla......



Peki gerçekten atılır mıyız oyundan benzemezsek onlara???

0 yorum:

 

Katze Copyright © 2012 Design by Antonia Sundrani Vinte e poucos