2 Ocak 2011 Pazar

içimde kalmışlardı..

zaman: 1/02/2011 10:53:00 ÖS

İnsanlar birçok şeyi yıllarla ölçüyor. Elbette olgunlaşmak zamanla paraleldir ama insanlar eşit şeyler yaşamaz, eşit hisler hissetmezler. Senin 20li yaşlarında yaşadığın bir şeyi kimisi 30'unda belkide 40'ında yaşar ve dahası yaşadıgınız seyin size olan etkisi bambaşkadır. Problem ilk şuradan başlıyor; Dost olduğunuz ya da sevgili oldugunuz kişiyle öncelikli olarak bağınızı ölçmek için zaman kavramını devreye sokar insanlar. 1, 2 yıllık dostluğunuz varsa hemen daha cok yeni, daha ne biliyorsunuz ki, daha oturmamıştır falan fişman lafları. O yıllarda paylaşılanların boyutları gözardı edilir hep. Ama bir düşün, bazı 10 15 yıllık arkadaşlarından daha cok şey paylaşmış daha yakın hissetmiş olamaz mısın yenilere? 
Zamanın ehemmiyetini yoketmek değil bu cümlelerimin amacı, sadece her şeyi yıllarla hesaplamak saçma geliyor kimi zaman.. 20'li yaşlarında cektiğin birçok sıkıntın olabilir, hayat seni yormuş, bezdirmiştir belki de.. Yoruldugunu söylediğin zaman ise direk sunu işitirsin. "Daha ne gördün ki?"
Gördüklerinin boyutları ve sana olan etkileri değil de olgun olmayısın söz konusu olur. 

VE 

benim için diğer bir önemli hatta en önemli konu ise insanların hislerini, acılarını kücümsemeleri.
Şöyle ki herkes eşit şeyler yaşamasa da kimi şeyler kıyısından köşesinden benzerdir fakat yaşadıgın şeyin sende yarattıgı etki bambaşkadır! Bam*baş*ka!
"Ateş düştüğü yeri yakar!" 
İnsanların anlattıgın, bahsettiğin şeyleri küçümsemesi "Ay buna mu üzüldün, amaann bu mu yani" gibi aptal! tavırları inanınki cok can sıkar. İnsanlar kimi zaman acı boyutu kavgasına tutuşur adeta. 
BENİM ACIM DAHA BÜYÜK O YÜZDEN SEN SUS! (hatta abartalım) BENİM ACIMIN YANINDA BAHSETME BİLE BUNU YANİ.
Oha!
Yaşadığın şeyin boyutu diye bir şey yoktur benim gözümde. Evet belki derdin büyüğü kücüğü diye bir kavram vardır belki ama ben acıların bunlara göre ölçüleceğine inanmıyorum. Şöyle ki basit bir dert, sıkıntı seni cok derinden yaralayamaz mı? Bir de buna "büyütme ya" denir ki vah vah.

Kimse kimsenin derdini küçümseyemez. Yaşadıgın şeyin boyutu değil sen de yarattıgı etkisi önemlidir.
Karşındaki ise senin derdini basit buldugunda ve kendi derdinin büyük olduguna inandıgında senin susmanı, üzülmemeni bekler. Senin üzülmeye hakkın yoktur şimdi. Susacaksın. Çünkü onun derdi büyük.
Peki senin o büyük(!) derdinin seni üzdüğünden daha fazla üzmüş olabilir mi beni benim küçük(!) derdim??
Hayatımda en nefret ettiğim şey beni inciten, üzen bir şeyin başkaları tarafından basit, küçük diye sıfatlandırılması.
Ulan basitse neden benim ağzıma sıçıyor bu??????? 
Hisler... Hisler.. Her şeyden güçlü...

0 yorum:

 

Katze Copyright © 2012 Design by Antonia Sundrani Vinte e poucos