Sevsem mi sevmesem mi dediğim bazı karakteristik özelliklerim var. Benim tamamen iyi niyetle yaptığım ama karşıdan olumsuz algılanabilenler mesela.. Ben birilerine doğruyu göstermeye bayılan bir tipim. Aman yanlış yapmasın, üzülmesin fikri üzerine yoğunlaşmış anaç bir mizaç. Birilerinin farkedemediği şeyleri onlara farkettirmek, üzülmemeleri için çabalamak sanırım en büyük ama en yanlış hobim. Çünkü bazen olaylara o kadar dahil oluyorum ki olaydaki özne olan insanlardan daha özne olabiliyorum. Halbuki olay benimle uzaktan alakalı. Sonra duruyorum ve soruyorum; burada senin işin ne.. Asıl cümle kesinlikle SANANE AYLİN ama. Mütemadiyen kendimi olayların içine atıyor, 3. göz olmak yerine özne olabiliyor, biri bi tarafı üzdüyse anında müdahale edip üzülenin saldırısının bin katını gerçekleştirebiliyorum. Üzülenin düşünmediği ya da dile getirmediği şeyleri söylüyorum. İyi de SANANE AYLİN?!
Birçok vıdı vıdı yapabilirim; o onların hayatı, belki istemiyorlar doğrularını fln. Benim de kendime verebilecek cok bomba laflarım var ama etmiyor etki işte. Ben o kadar doğrucu davut olabiliyorum ki birinin doğruyu görmemesi ya da yapmaması beni çileden çıkartıyor hele sevdiğim biriyse.. Nasıl düşünemez.. Nasıl anlamaz bla bla. Eee SANANE AYLİN! Senin sorunun mu bu?
İşte ben kendimi bir türlü çekemiyorum dahil olmaktan.
Yoruldum. Hata yaptığımı bile bile engel olamamaktan da yoruldum, insanlar kendileri için bir şeyler yapmıyorken, benim onlar için bir şeyler yapmaya çalışmamdan da yoruldum.
Eee aylin bi siktir git artık nokta
28 Şubat 2012 Salı
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
0 yorum:
Yorum Gönder