''Kadın olmak''la ilgili yaptığım alıntıdan sonra bir de benim kalemimle yazmak istedim bu konuyu...
Daha doğrusu normlar yani toplum tarafından konulan olması gerekenler arasında sıkışmış biri olarak ''kadın olmak'' benim yazacağım..
En başta kadın kelimesini kulladığım için bile birçok fikir gelir akla..
Kadınla kız arasındaki fark mesela.. Bahsettiğim kadın kelimesi aslında dişilik manasında ama işte bu da toplumun dar görüşlülüğünden bir tanesi..
Kadın olmak her şeyiyle zordur.. Çok daha dikkatli olmak zorundasınızdır.Sürekli birileri ya da bir şeyler tarafından korunmak zorunda kalırsınız ki nitekimde yararlıdır günümüzdeki sapkınları düşününce.. Hala birçok yerde yalnız halde gezemeyecek kadar risk taşırsınız hele bir de oradaki bir erkeğin zevklerine uygun biriyseniz.. Gençsinizdir ya da ruhunuz gençtir.. Eğlenmek istersiniz.. Zevklerinizin doğrultusunda hareket etmek istersiniz ama hep bir yerlerden sınırlanmayla karşılaşırsınız.. Hep size verilen sınırlar içerisinde sürdürmek zorundasınızdır zevklerinizi, isteklerinizi..
Yetiştirilmeniz hep toplumun ''doğrularına'' göre ise birçok kısıtlamayla yaşarsınız zaten. Sürekli bastırılmış duygu ve dürtüleriniz bulunur.. Sevdiğiniz insana bile sımsıcak bir yakınlık besleyemezsiniz.. Cinselliği geçin masum bir uyku bile size ileride cok büyük bilinçaltı sorunları yaratabilir. Çünkü yaşayacağınız masumane bir uyku bile sizde büyük vicdan azaplarına, kramplara ve ileride ortaya cıkabilecek olan psikolojik bozukluklara yol açabilir. Siz ailenizin ve toplumun size biçmiş olduğu kıyafetlerin dışına cıkmak isterseniz sanki sokakta çırılçıplak koşuyormuş gibi tepkilerle karşılabilirsiniz.. Halbuki sizde kendi seçtiğiniz bir kıyafeti giymek istemez miydiniz? Neden hep siz evleninceye kadar annenizin seçtiği kıyafetleri giymek isteyesiniz ki? Evlendikten sonra da birçoğumuzun yaptığı gibi eşinizin seçimlerine boyun eğmek zorunda kalasınız.. Ama giymediğinizde acıyla terbiye edileceksiniz.. İster maddi olsun ister manevi.. Her kesim için geçerli olmasa da bu birçok kadın için geçerli bir durum değil mi sizce?Hele ki kadının sözünün önemsiz sayıldığı yerleri bir düşünün.. Öyle yerler var ki kadınsanız bir hiçsinizdir sanki. Hayatınız bile ikinci planda kalabilir ötesi sizi istemeyip öldürebilirler bile.. Hala var mı böyle olaylar bilemiyorum lakin eskiden varolmuş olması bile insanı şoka uğratabiliyor çünkü bu zihniyetler bizim kökenlerimizi oluşturuyor..Bu kadar yoğun olmasa da hala kadının ikinci planda olması gerektiğini düşünen birçok zihniyet hala barınıyor. Bunu politikadaki, eğitimdeki, iş yerlerindeki kadın nüfusundan bile cok rahat anlayabiliyoruz zaten.. Söyledikleriniz önemsiz sayılıyor.. Sizin sanki doğru bir fikriniz olamazmış gibi heran yanlış yapacakmışsınız gibi bakılan gözlere maruzsunuz... Hatta sizin ne düşündüğünüz ya da ne hissettiğiniz bile önemsiz.. Ne kadar da kısıtlanmış hayatlar yaşamaya mahkum ediliyoruz..
Sizde normlar arasında sıkışan biri olsaydınız size verilen hayatı özgürce yaşamak isterdiniz.. Hiçbir şeyi haddiden fazla önemsemeden, sürekli kendinizi uzaktan izleyip acaba doğru yapıyor muyum düşüncesine kapılmadan duygularınızı bir erkek kadar rahat ve içten gelerek yaşayarak, bir kere olsun mantığınızın dışında bir şey yaptığınızda tepki almayarak ve cezalandırılmayarak hayatınızı sadece sizin kontrolünüz altında olarak yaşamak isterdiniz ama siz bile o toplum normlarına göre kadınları eleştirebiliyor onların hayatlarını cok rahat sınırlama hakkını kendinizde bulabiliyorsunuz... Evet kadın olmak hala zordur.. Normlardan kurtulamıyorsanız, siz siz olamıyor ve kendi ayaklarınız üzerinde duramıyorsanız ve toplumun etiketlerini cok önemsiyorsanız, siz size biçilmiş olan kıyafetleri giyip onların size layık gördüğü doğru (!) hayatı yaşamak zorunda kalacaksınız.. Birçok sözde kadın gibi...
23 Aralık 2008 Salı
Normlardaki kadın olmak..
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
0 yorum:
Yorum Gönder