18 Ocak 2009 Pazar
Küçük hikayeler...
Birkaç hıçkırık ardına saklanmış hüzünlerini gözlerinden akıtıp rahatlamaya çalıştıkca canı yanıyordu.. Güçlü durmaya o kadar alışmış bedeni egosunda kaybolup onun ağlamasına izin vermiyordu. Kendine ağlamanın güçsüzlük olmadığını fedalarca söylediyse de inatcıydı işte.. Mutsuzdu. Normal bir duyguydu bu. Artık eskisi gibi her şey güzel olmadı diye dünyayla inatlaşmıyordu. Büyüyeli cok olmuştu. Artık mutsuzluğun saplandığı bedenini de seviyordu biraz biraz. Artık boyun eğmeleri artmış, iğneye karşı gelmeyen, vücudundan atmayan bir kol haline gelmişti.
Her yolu denemişti şu dünyaya karşı koymak için.. Birçok başkaldırış yaşamış birçok acı çekmişti. Farklı olamıyorsam öyle yaşayamıyorsam onlar gibi gözükmeye çalışırım dedi.. Sıradan kostümler giydi üzerine kahraman kostümünü çıkartıp. Bir kez olsun normal olacağım.. Bir gün.. Onlar gibi.. Sıradan.. Her duyguyu yüzeysel yaşayıp sonra da fırlatıp atacağım.. Hiçbir şeye değer vermeyeceğim çok.. Her şeyi bencilce tüketeceğim.. İncinmeyeceğim.. İnciteceğim gerekirse dedi sert bir şekilde... O kadar belliydi ki maskesi.. Ne kadar da emanetendi.. Ne kadar sahte... Bu düşünceden kurtulmaya çalışıp tekrarladı kendine olması gerekenleri.. Ne kadar da mide bulandırıcıydı halbuki kötülüklerle yaşamak... Kendini her tür pisliğinle kabul edip onları güzel görmeye çalışmak.. Hayır dedi... Yapamayacağım... Düşüdükçe içinden cıkılmaz bir hal almaya başlayan düşünce silsilesinin tokatlarına karşı koymaya çalışıyordu.. Hani iyiler hep kazanırdı.. Hayır. Masallara inanmayı bırakalı çok oldu dedi.. Yürümeye devam etti onu tonlarca düşünceye ve iç monolog yapmaya sürükleyen süperman fragmanına bakarak....
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
0 yorum:
Yorum Gönder